Restorasyon süreci başladı mı

CHP’liler ve Kemalist kesim, Van Depremi nedeniyle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şenliklerinin ertelenmesini AK Parti’nin bir oyunu olarak değerlendiriyorlar.

Kesinlikle öyle değil. Keşke olsaydı…

AK Parti’nin Cumhuriyet’le bu kadarlık bir sorunu bile kaldığını düşünmüyorum ben. AK Parti böyle bir riski alacak bir hareket olmaktan çoktan uzaklaştı. Öyle olmasaydı, darbe tehlikesiyle can derdine düşüp, halka ve AB üyeliğine sarıldıkları ilk dönemlerindeki reformcu ateşleri sönmezdi hemen. Halkın bunca desteği ve askerî vesayetin bunca geriletilmesi üzerine o ateşin giderek alevlenmesi gerekirdi hatta.

Hâlâ sıkılmadan bu TMK, bu TCK, bu Siyasi Partiler Yasası, bu Hrant Dink Davası, bu Kürt meselesi, bu Meclis Tüzüğü, bu devletçi bürokrasi, bu deprem hazırlıksızlığı, bu kadın cinayetleri ile birlikte yaşayabiliyorlarsa…

Geçenlerde yazdığım “Malzeme bu” yazısı bunu anlatıyordu. O yazıyı kimseye tepeden baktığım için veya öfkeyle değil, doğru bir analiz olduğuna inandığım için yazdım.

Cumhuriyet’i ister kutlayın ister kutlamayın. Ama hep dediğim gibi, Kemalizm son derece başarılı olmuş bir ideolojidir. Kemalizm’in çöküyor olması, dönüşerek içimizde yaşıyor olduğu gerçeğini değiştirmez. Kemalizm 1930’lu hallerine tutunan CHP gibi bir “şey”in pespayeliği yüzünden çöküyor gözüküyor. Ulusalcı, Kemalist seçkinler biraz akıllı olsalar, böyle “durulmuş” bir AK Parti’ye herkesten çok sahip çıkarlardı.

Neden mi? AK Parti bir Cumhuriyet kazanımıdır çünkü. Kemalizm’i dindarlar adına yeniden üreten bir yapıdır. Yani Kemalizm’in bir zaferidir aslında. Bunu göremiyor musunuz? Erdoğan’ın Arap Baharı şaşkını ülkelere elini yüzünü biraz düzelttiği bir laiklik vazederken, siz orada ne gördünüz, Erdoğan’ın yüzünde?

AK Parti, Tunus’a anayasa ve laiklik anlatmak için kimi gönderiyor biliyor musunuz? İbrahim Kaboğlu’nu…

Devlete yerleşmenin rahatlığındaki bir parti artık o. Tabanı hızla zenginleşiyor. Zenginleşen her erkek ne yaparsa onu yapıyor, yeni elitin erkekleri. Çünkü bir erkek hareketi onlar. Sevgililer ediniyor, dünyayı geziyor, hayatın tadını çıkarıp konformizme savruluyorlar. Eh bunu laik elitler de yapıyordu zaten. Sadece halka daha fazla hizmet götürüyor, halkla eskisine nazaran çok daha fazla zenginlik paylaşıyorlar.

Çünkü onlar bir “halk hareketi…”

Farkında mısınız bilmem, restorasyon sürecine girdik sanki.

Madem Avrupa Birliği çıpasını bıraktık, demokrasi ihtiyacını içeride, kendimiz üretmek durumundayız. Güçlü bir halk baskısı ile AK Parti tedip edilebilir mi, ya da ne bileyim, bu parti kendi içinden bu yazının altına imza atacak kişilerden -ki oldukça çok oldukları söyleniyoryeni bir reformcu hareket çıkarabilir mi, bilemiyorum.

AK Parti çok şey söylüyor ve hiçbir şey yapmıyor artık. Çünkü bir şey yapmasa bile, bu köşenin sahibinin bile gidip onlara oy vereceğini ve “bir şeyler yapma ihtimali”ni satın alacağını biliyor. Çünkü sapına kadar devletçi, milliyetçi, pro-Kemalist ve statükocular. Mesela ben AK Parti’nin derin devletin tamamen açığa çıkarılması ve tasfiye edilmesi ile ilgili bir tercihinin olduğunu hiç düşünmedim. Sorun sadece derin devletin kimi hedef aldığı ve kimler tarafından kontrol edildiği. Faili meçhuller soruşturmaları, Balyoz, Hrant Dink Davası, Ergenekon Davası siyasi destekten yoksun bocalıyor, neden? AK Parti’nin korkacağı bir şey mi var? Yok. Neden duruyorlar o halde?

Mesela ne yapıyor Sayın Arınç? Deniz Feneri Davası’nda verilen tahliye kararlarını övüyor. “Başka davalardaki hâkimlere örnek olmasını diliyorum. Kalben inanıyorum ki yakın zamanda diğer mahkemeler, heyetler veya hâkimler, tahliye kararlarını vermeye herhalde başlayacaklar. Başlamaları gerekir. O davalardan da tahliye müjdeleri bekliyoruz” diyor.

Bir siyasetçi yargı üzerinde bu baskıyı nasıl kurar? Zaten Dink, Malatya, Ergenekon ve Balyoz gibi hayati davalarda savcılara siyasi destek vermiyorsunuz, bir de hâkimlere mesaj gönderiyorsunuz, o hâkim nasıl özgür davranabilir ki artık? Hâlbuki, o davalarda hak ihlalleri ve uzun tutukluluk süreleri gibi mağduriyet yaratan yapısal yargı sorunlarını halletmek hâkimin değil hükümetin sorumluluğunda. TMK’yı, TCK’yı değiştirecek vs. Bunu yapmadan hâkimlere ne amaçla sesleniyorsunuz ki?

Boşuna demiyorum, Erdoğan dâhil bu kişiler eski Türkiye’ye aitler. Onların bendeki değeri, yeni olana bir çatlak açma ihtimalleriydi.

Bu mütevazı beklentim bile, şu anda çok lüks gözükmeye başladı gözüme. Belki bir faydası olur diye yazıyorum işte.

Taraf, 01.11.2011

markaresayan@hotmail.com

1 thought on “Restorasyon süreci başladı mı

  1. Guzel tespit:Cumhuriyet’i ister kutlayın ister kutlamayın. Ama hep dediğim gibi, Kemalizm son derece başarılı olmuş bir ideolojidir. Kemalizm’in çöküyor olması, dönüşerek içimizde yaşıyor olduğu gerçeğini değiştirmez. Kemalizm 1930’lu hallerine tutunan CHP gibi bir “şey”in pespayeliği yüzünden çöküyor gözüküyor. Ulusalcı, Kemalist seçkinler biraz akıllı olsalar, böyle “durulmuş” bir AK Parti’ye herkesten çok sahip çıkarlardı.

Leave a comment